Merhabalar,
Bugün sizlere benimde uzun yıllar faydalarından nasiplendiğim ve kalıcı etkisi ile bende ayrı yeri olan bir bitkiden bahsetmek istiyorum. Kına. Bildiğimiz mis kokulu kına :))
Öncelikle okurun kafasında doğru bir şekilde canlanabilmesi için saç tipimden bahsetmek istiyorum. Benim saçlarım ince telli, zayıf, sönük ve çok seyrek'ti... Evet "di" çünkü kınadan sonra saçlarım resmen evrim geçirdi.
Kınayı ilk kullandığımda 12-13 yaşlarındaydım. Tamamen bitkisel bir içeriğe sahip olduğu için hiç bir şekilde tereddüt etmedim.
Böyle bir işe kalkışmamda ki ilk neden saçlarımın çok seyrek olması ve uzamamasıydı. Her ne kadar saçın uzaması için içeriden doğru beslenme ve takviye vitaminler gereksede başka yöntemlere başvurma ihtiyacı duyuyor insan. Bu konuda biraz sabırsızız galiba :)
Lafı daha da uzatmadan size ilk kına deneyimimden bahsetmek istiyorum. Dediğim gibi sönük, cansız ve seyrek saçlarım için sadece kına yeterli olmayacaktı. Bunun beraberinde bazı ek ürünler ile hem kınanın rengi ile hemde etkisi ile oynamak mümkün.
Benim kına karışımım;
- 150gr Doğal Kına,
- 1 şeker kaşığı hakiki zeytin yağı,
- 1 şeker kaşığı çamterebenti,
- 1 şeker kaşığı yılang yağı,
- 5 damla kadar limon
- Macun kıvamını alana kadar ılık çay (isteğe bağlı olarak rengin daha açık olmasını isterseniz aynı miktarda sıkma portakal suyuda kullanabilirsiniz)
Yukarıda yazılı olan tüm bu malzemeleri karıştırıp tüm saçınıza dipten uca uygulayınız. Kınanın etkisinin artması için uygulama yapılan bölgenin sıcak tutulması çok önemli.
Uygulamadan sonra saçınızı gazete kağıdı ile sarıp streç film ile kaplar iseniz bu etkiyi sağlayabilirsiniz.
Kabul etmem gerekir ki bir hayli zahmetli bir süreç. Başınızda oldukça ağır bir cisimle geceyi geçirmeniz gerekecek. Evet doğru okudunuz tam bir gece.
Ben bu işlemi üç kere yaptım ve üçünde de hep akşamları yapıp, geceyi o bir ton kafa ile geçirip, sabah 1,5 saat saç duruladım! Bu arada durulama suyuna ekleyeceğiniz elma sirkesi, saç renginizin parlaklığı ile sizi şaşırtacak.
Peki bunca zahmete değdi mi? Kesinlikle!..
Öncelikle şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki saçlarımda bu süreç içerisinde inanılmaz bir gürleşme yaşandı. Tabiki bu ilk günden kendisini gösterecek bir şey değil. Ancak şunu söyleyebilirimki; iki parmak kalınlığında olan saçlarım kına sayesinde şuanda beş parmak kalınlığında. Bunun beraberinde saçımda oluşan kepeği yok etmesini de saymıyorum bile.
Sonuç olarak ben büyük bir risk alarak böyle bir işe kalkıştım. Neden risk diyorum çünkü kınanın üzerine boya tutmaz. Yani asla doğru rengi vermez ve istenilen sonuç elde edilemez. Bu yüzden eğer bu işlemi yapacaksınız, kına saçınızı terk edene kadar saçınızı boyatma şansınız yok. Kına saçınızı terk edene kadar dediysem de; kına saçtan akmaz buda biline. Ancak uzayan saçlarınızda zamanla uçlara doğru yol alır.
Bir de küçük bir tavsiye; Eğer kınanın üzerinde doğal ışıltılar elde etmek isterseniz papatya suyu kullanabilirsiniz ;))
Hep Hoş Kalın
Merve Erol
20 Şubat 2015 Cuma
18 Şubat 2015 Çarşamba
HOSBULDUM
Merhabalar,
Evet, bende buralarda yeniyim :) ... Blog yazan bir çok insan gibi aslında bende belli bir alanda yazmayı düşünmüyorum. Ne hakkında yazmak istersem; yani neyi çok sevmişsem veya sevmemiş isem bunun ile ilgili buraya bir şeyler karalamak istiyorum. Bu bir kitap, kozmetik ürünü, el işi, bir kişi, veya gözümün gördüğü, duyularımın hissettiği herhangi Bissshe 'ler olabilir :)
Blogumda her ne kadar yazmak istediğim ne var ise, sizlerden gelen taleplere de bir o kadar açığım. Buradan veya diğer sosyal medya hesaplarımdan incelememi, gitmemi, tatmamı, okumamı, giymemi ve görmemi istediğiniz ne var ise maddi olanaklarım yettiği ve yetebildiğim sürece deneyip, görüp sizlerle fikirlerimi paylaşmak ve naçizane öneri sunabilmek adına tavsiyelerinize her zaman açığım.
Bir gün gelecek (umarım sadakatle burada kalmayı başarabilirim) ve bana blogumu nasıl açmaya karar verdiğimi soracak olurlar ise işte onlara bu yazının linkini göndereceğim ;)
Blogumu ve yayınlarımı umarım sizde Hoşbulursunuz...
Hep Hoş Kalın
Merve Erol
Evet, bende buralarda yeniyim :) ... Blog yazan bir çok insan gibi aslında bende belli bir alanda yazmayı düşünmüyorum. Ne hakkında yazmak istersem; yani neyi çok sevmişsem veya sevmemiş isem bunun ile ilgili buraya bir şeyler karalamak istiyorum. Bu bir kitap, kozmetik ürünü, el işi, bir kişi, veya gözümün gördüğü, duyularımın hissettiği herhangi Bissshe 'ler olabilir :)
Blogumda her ne kadar yazmak istediğim ne var ise, sizlerden gelen taleplere de bir o kadar açığım. Buradan veya diğer sosyal medya hesaplarımdan incelememi, gitmemi, tatmamı, okumamı, giymemi ve görmemi istediğiniz ne var ise maddi olanaklarım yettiği ve yetebildiğim sürece deneyip, görüp sizlerle fikirlerimi paylaşmak ve naçizane öneri sunabilmek adına tavsiyelerinize her zaman açığım.
Bir gün gelecek (umarım sadakatle burada kalmayı başarabilirim) ve bana blogumu nasıl açmaya karar verdiğimi soracak olurlar ise işte onlara bu yazının linkini göndereceğim ;)
Blogumu ve yayınlarımı umarım sizde Hoşbulursunuz...
Hep Hoş Kalın
Merve Erol
Kaydol:
Yorumlar (Atom)